Eskişehir Kent Konseyi’nin Edebiyat Söyleşileri etkinliği şair-yazar Çiğdem Sezer ve Erol Büyükmeriç’le devam etti.
Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Turgut Özakman Sahnesi Salonu’nda yapılan etkinliğin açılış konuşmasını Kent Konseyi Kültür Çalışma Grubu başkanı Ali Kara yaptı. Kara, Eskişehir Edebiyat buluşmaları kapsamında ülkemizin ve şehrimizin değerli yazar ve şairleriyle Gencer Aytüre Moderatörlüğünde şehrin tanıtımı ve kültür sanatına ayrı bir renk kazandırdığını belirterek, “Edebiyat buluşmalarına katılan şair ve yazarlardan çok güzel dönüşümler almaktayız, aynı zamanda birer gönüllü tanıtım elçileri olmaktadırlar” dedi.
Eskişehir Kent Konseyi Genel Sekreteri Ahmet Kapanoğlu da yaptığı konuşmada; “Başka bir salonda senfoni orkestrası başka bir salonda tiyatro başka bir salonda sergiler yapılmaktadır. Sonuçta Eskişehir'deki bu etkinlikler bize mutluluk veriyor. Çeşitli etkinlikler düzenliyoruz. Liselerarası tiyatro şenliği düzeliyoruz. Liseli öğrenciler bir ay boyunca sahne tozunu yiyorlar, Rasim Öztekin'den el alıyorlar. Edebiyat buluşmalarında önemli edebiyatçıları Eskişehir'de buluşturmaktan gurur duyuyoruz. Bunu geçen sene başlattık. Etkinliklerimizi sosyal medya sayfamızdan takip edebilirsiniz” diye konuştu.
Gencer Aytüre Moderatörlüğünde başlayan söyleşide ilk sözü alan Çiğdem Sezer oldu.
“Bizim ülkemizde kadın olmak zor, şair olmak zor, şair kadın olmak daha çok zor” diye konuşmasına başlayan şair-yazar Çiğdem Sezer, 2 yıl sonra evliliğinin 40 yıl olacağını, 2 çocuğum ve 2 torunu olduğunu ifade ederek, “26 tane kitabım var. 8'i şiir kitabı. Okuma yazmayı bilmezken kafamın içinde şarkı türküleri evirip çevirirken. Kafamın üzerinde yaptığını bulduğum bir iştir” dedi.
Şiir’in hayatında olmak zorunda olduğunu kaydeden Sezer şunları söyledi:
“ Okuma yazmayı öğrenirken a b c'yi ... En büyük mucize harflerdir. Harfler var, işaretler var. Kelimeler yan yana geliyor hece oluyor, heceler yan yana geliyor cümleler oluyor. Başka bir dünya oluşturabilirsiniz. Harflerin bir araya gelerek mucize yaratmalarıdır. Yeni bir dünya yaratmanın olduğunu gördüm. Bir numaram her zaman şiirdir. “
Şiir ve yazma yolculuğunu ‘şiddetle’ başladığını ifade eden şair-yazar Erol Büyükmeriç şunları söyledi:
“Türkçe dersinde Ortaokul 1. sınıfta Türkçe öğretmenimiz Çanakkale ile ilgili bir yazı istedi. Bende döktürdüm. Sınav sonuçlarında açıklarken ‘Erol Büyükmeriç kalk’ dedi öğretmenim. Beni kutlayacak diye düşünürken öğretmenim üzerime çullanarak dövdü. Ben yazımı söyle bağlamışım. ‘Eyy Mehmetçik Allah rahmet eylesin’ demişim. Öğretmenim ‘Mehmetçik ölür mü’ diye bağırıyordu..
Ben dergi hastasıydım. Bir dergiyi okumak için uzun yerlere giderdim. Bir dergide yarışma vardı, bende çocuk kafamla doldurdum. Okul açıldığında müdür beni çağırdı ve arkadaşlar ben ödül kazanmışsım o kompozisyonla üç aylık abone kazanmıştım. O ödülümü beni döven öğretmenimin elinden almıştım. Yazmak şair olsun yazar olsun, müzik olsun kesinlikle derinliğe için bir olgunluktur. Derinliği bileceksiniz en azından haberdar olacaksın. Ben lisedeyken o klasikleri devirmiştim bile. Yazmak için derinlik istiyor. Sadece yaşanmışlık değil, gözlem çok önemli, emek çok önemli...”
Söyleşide daha sonra sanatçılar şiirlerini okudular, izleyicilerin sorularını yanıtladılar.